A Moment to Remember – Hatırlanması Gereken Bir An

Kafamın içinde bir silgi var ve her şeyi siliyor.

Şimdi bahsedeceğim filmi çok duymama rağmen dram olduğunu bildiğimden izlemekten kaçındım.sonunda bende dram izlemeliyim diyerek başladım izlemeye . Filmimiz bana çok tanıdık bir amerikan yapımını anımsattı ama sonradan öğrendim ki bu film önce çekilmiş .

Yine bir güney kore yapımı yine bir aşk filmi .Aslında başka ülkelerden filmler izlemenin zamanı geldi ama ne yapalım bunları da merak etmeden duramıyorum 🙂

Hatıralarım yok olursa ruhum da yok olur.

Film başlarda çok durağan hatta sıkılabilirsiniz .Öyle ekrana bakıp bir şeyler olsun diye bekledik film ne zaman başlayacak diye söylendik oysa ki bu film böyle durağanmış .Neden bir aksiyon beklentisi içine girdik bende hiç bilmiyorum 🙂

Affetmek,zor değildir. Affetmek sadece, kalbinde sade bir oda bağışlamaktır. Dedem böyle söylerdi. Gerçek bir marangoz kalbinde bir saray yapabilendir. Ama sen yaptığın evde yani sarayında tüm odaları annene ve nefretine vermişsin. Ya sen nerdesin? Sense dışarıda titriyorsun… Affetmek… Kinine kalbinde daha küçük bir oda verir.

Şimdi baş rollerden bahsedelim biraz Woo-sung Jung var kendisini Daisy’ de çok beğenmiştim sonra ”the good the bad the weird ‘de” de oynamıştı .İyi oyuncudur ,güzel rol yapmış ,Ye-jin Son var güzel kadın ,iyi oynuyor naif bir yapısı var .Duygu geçişlerini ,o hüznü iyi yansıtmış ,ona da tam puan verdim gitti 🙂

Seni tanıdım çünkü unutkandım, seni terkediyorum çünkü unutkanım.

Film 2004 yapımı ,yönetmenliğini John H. Lee yapmış senaryo John H. Lee ve  Yeong-ha Kim ait.Oyuncu kadrosu sınırlı.İki kişinin temelinden anlatılan bir hikaye bu .İmdb puanı 8.2 , Müzik Tae-won Kim ‘e ait.2 saat 24 dakikalık uzun bir film.

Ben her şeyi senin için hatırlayacağım.

Repliklerini sevdim filmden geriye bu replikler kalıyor birde o hüzünlü bakışlar .Aşk ve aşka dair ne varsa bu filmde .Aslında mesaj olarak sevmenin asla yeterli olmadığını da gözler önüne seriyor .

Birlikte yaşarsak birlikte ölebilir miyiz?

Yalnız geldin yalnız gideceksin.Hayat böyle.

Peki bu filmin konusu ne . Aşkta şansız olan iki insanın kaderleri kesişir.Büyük bir aşk yaşarlar ama hayatın onlar için planları vardır.Onlar bu planlardan habersiz kendi dünyalarında ufak tefek sorunları ile bocalarken bir gün hiç beklenmedik bir gerçekle yüz yüze kalırlar .Nedir bu gerçek tabi ki filmin repliklerinden anlayacağınız gibi bu bir hastalık ,

Alzheimer çok sinsi korkunç bir hastalık bence . En korktuklarım dan biri çünkü unutmak kadar kötü bir şey olamaz .Düşünsenize yaşadığınız bütün güzel anılar birer birer siliniyor ,yok oluyor ,hayatınız yok oluyor ,yaşadıklarınız sanki hiç yaşamamışsınız gibi silinip gidiyor .Sizden geriye hiç bir şey kalmıyor .Bu hayatta hiç bir iz kalmıyor .Hafıza işte bu kadar değerli bir şey .Anılar işte bu kadar kıymetli .

Söylesene anılar gidince aşkın ne anlamı kalır?

Bu hastalık sürecinde aşık bir adamın karısı için yaptığı onca fedakarlığı görüp ,o acı çekişini izleyip yine de ağlayamamış biri olarak sizde çok fazla dram içeriyor izlememeliyim demeyin . Dram severim böyle ağır ilerleyen filmler hoşuma gider ,aşk filmi ise her türlü izlerim kaçarı yok diyorsanız buyurun izleyin efem 🙂

Ben senin hafızanım.

Ben senin kalbinim.

A Moment to Remember – Hatırlanması Gereken Bir An” üzerine 14 düşünce

  1. Ne güzel filmdi ama. Hala en sevdiklerimdendir. Yeniden hatırlamak güzel oldu. Affetmek ve kinle olan repliği çok severim. Bir yerlere not etmişliğim vardır.. Film yavaştı ama ben hiç sıkılmadan izlemiştim. Oyunculuklar çok iyiydi. Yeniden izleyesim geldi. Ellerine sağlık çok güzel yazmışsın.

    • bende pek anlatamadım böyle filmler anlatılamıyor .konuyu söylemek de istemiyorum aslında spoiler tehlikesi olmadan anlatmaya çalışırken dikkat çekici özelliğini kullanıp bol bol replik paylaştım çünkü filmin en büyük artısı bu güzel replikleriydi. oyunculuklarda iyiydi o duygu yoğunluğunu güzel vermişler.film durağan bazıları için böyle filmler eziyet gibidir o yüzden belirttim ama bende sıkılmadan izledim 🙂 yorumun için senin ellerine sağlık 🙂

  2. bu senin anlatamamış halin mi? bence gayet güzel anlatmışsın ellerine sağlık 😀
    uzun ama çok şiirsel bir filmdi, son sahneye hem gülmüş hem ağlamıştım gerçi 😀 😀
    adamın karısı için tasarladığ ev ve arsa sahnesi harikaydı, bizde “beyaz gelincik” amarika’da ise “grey’s anatomy” dizisinde bile kullanıldı o sahne 😀
    filmin adı neden “a moment to remember” mış çok güzel anlamış oluyoruz izleyince 🙂
    tekrar eline sağlık…

    • ben anlatamıyorum bazen diyorum bana tercüman lazım aklımdakileri dökemiyorum 🙂

      o sahnenin kullanıldığını bilmiyodum her iki diziyi de izlemedim .evet filmin adı çok iyi olmuş .güzel film izlenilir 🙂 ben en çok repliklerini sevdim 🙂

  3. favorilerim arasına giren filmlerden biri bu filmdir
    konusu romantik dram olmasına rağmen kendini bana iki defa izlettirecek kadar güzel
    ve replikleri okuyunca o sahneler gözümün önüne geldi filmi tekrar izlemiş gibi oldum

    • repliklerin böyle güzel bir yanı var 🙂 bolca replik paylaşıyorum bu filmde hemen hemen hepsini sevdim .dediğin gibi romantik drama olmasına rağmen ben çok dram havası da sezmedim ,velhasıl güzel film 🙂

  4. Herkese Merhabalar;

    Öncelikle kendimi tanıtmakla başlamalayım sanırım.. Ben Denizli’den 17 yaşında lise öğrencisi Kerem CİHANGİR. Yayın hayatına yeni başlayan http://koreyedair.wordpress.com/ adlı blog sayfasının kurucusu ve yöneticisiyim.. Geçen seneye kadar 16 altı yaş altı basketbol yıldız milli takımda oyanmaktaydım.. Fakat geçirdiğim sakatlığın ardından 1 sene uzak kaldım ve derslerimin de oldukça iyi olması sebebi ile yolumu eğitime çevirdim.. Buna rağmen basketbol benim için hala çok özel ve aynı zamanda tam bir spor delisiyim.. Futbol’dan Buz Pateni’ne kadar..

    Blog yazarlığı ile oldukça içli dışlı biriyim.. Geçen seneler içerisinde başarılı bir şekilde yayın hayatını tamamlayan iki adet profesyonel blog çalışmam oldu.. (Profesyonel blogdan kastedilen bu işten para kazanmak.. ) Ve o yaşta biri için çok sıra dışı bir gelir elde ettim diyebilirim. Tabi ki ekip arkadaşlarımın da destekleri ve yardımı ile.. O gün elde ettiğim geliri bugün satış ortaklığı işinde kullanarak büyütmeye devam ediyorum.. Bunun dışında birçok blog yarışmalarında ve en son olarak yine Doğuş Yayın Gurubunun (NTV, NTV Spor, e2, CNBC-e vb.) düzenlediği blog yarışmasında çeşitli dereceler elde ettim..

    Gelelim Kore’ye.. Benim Kore ile ilgim okuduğum kadarıyla sizinkilerden farklı bir aşama süreci geçirdi.. İyi bir öğrenciydim ve yurt dışında bir üniversite eğitimi almayı düşünüyordum.. Sonrasında çokça nedenden dolayı Güney Kore’yi tercih ettim.. Hala da bu yolda çalışmaya devam ediyorum.. Bu kararı aldıktan sonra yavaş yavaş Kore ile daha fazla içli dışlı oldum ve Korece öğrenmeye başladım.. Dil öğrenme sürecinde kişisel olarak en önem verdiğim şey de o dille ilgili olarak sosyalleşmektir. Yani film, dizi izlemek ve dergi gazete okumak gibi.. (Ki bu sayede henüz küçük bir yaşta İngilizce de Ana Dil seviyesine geldim.. Bu söylediklerim Korece öğrenmek isteyen arkadaşımıza nacizane bir tavsiye yerine de geçebilir..) Hal böyle olunca Kore dizileri ve diğer medya yayınları ile aramda bir bağ kurulmuş oldu.. Sonuç olarak sizler gibi birçok Kore Dizisi izledim. Yalnız sanırım ben yolu tersten geçmişim..

    Güney Kore ile ilgili son olarak da 2010 yılında TÜBİTAK’a yurt dışı eğitim temelli bir proje hazırladık. Kore’den 17 tane Üniversite ile temas kurduk, büyük elçilikte birçok röportaj yaptık ve lise öğrencilerine 1000 kişilik bir anket yaptık.. Ancak yıllardır köyden kente göçten bıkmayan jüri üyelerimiz nedeniyle mansiyon da kaldık.. Ancak çalışmamız Pamukkale Üniversitesi’nde İstatistik derslerinde kullanıldı..

    Anlattığım üzre sadece dizi ve filmler değil, Güney Kore’nin politikasından ekonomisine kadar her şeyi ile çok yakından ilgiliyim.. Eğitim almayı planladığım ve ileride işi ilişkilerini Türkiye ile birlikte üzerine kurmak istediğim bir ülke ile ilgili ne kadar çok şey öğrenebilirsem ve ne kadar çok şey anlatabilirsem benim için o kadar iyi demektir..

    Şu ana kadar blog yazarlığı ve Kore ile ilgimi anlatmaya çalıştım… Bu iki ilgimin kesiştiği yerde ise Koreye Dair adlı yeni blog sayfamız ortaya çıktı.. Gördüğüm kadarı ile birçok arkadaşımız “Koreye Dair Herşeyle” oldukça ilgililer. Ancak çevrelerindeki bazı geri bildirimlerden dolayı sanal dünyaya hapsolmuş durumdalar… Bugün sizlere yazarı olduğunuz bloglarınızı kurumsallaştırarak daha güçlü bir şekilde insanlara ulaştırmayı teklif ediyorum… Her biriniz kendi kişisel bloglarınızı yazıyorsunuz ve yazmaya devam edeceksiniz.. Ancak birlikte ortaya dünyanın en kaliteli blogları seviyesinde bir blog sayfası ortaya çıkarabiliriz.. Profesyonel olarak bu işi yapmış biri olarak söylüyorum, bu bir hayal değil.. Güney Koreye dair her şeyi birleştirdiğimizde ortaya çok olağanüstü bir çalışma çıkacağının tahaütünü sizlere veriyorum.. Bu sayfayı güncel olarak ziyaret edebilecek çok muazzam bir kitle var.. Ben de bunu kullanarak karşılıklı etkileşimle öğrenmeyi umut ediyorum.. Ancak bu işten herhangi bir kar amacı gütmüyorum. Zaten hiçbir işe bu şekilde başlamamıştım.. Lakin başarılı bir yayın size birçok kapı aralıyor.. Önemli olan kaliteyi ve güncelliği sağlamak..

    Sizlere bu mesajı yayınlamamın sebebi, Kore’ye Dair adlı blog sayfamız hakkında sizlere bilgi vermek ve davet etmekti. Ayrıca ilgili arkadaşlarla blog sayfamızda yazarlık yapmaları konusunda buradan bir teklifte bulunuyorum.. Eğer mutabakata varabilirsek, sıfırdan başladığımız bu yolculukta sizleri de takım arkadaşlarımız arasında görmekten mutluluk duyarız…

    Evet arkadaşlar, blog sayfamız hakkında bilgi vermeye çalıştım. Ancak zaman darlığından dolayı 6-7dk içinde yazdığım bu bilgilendirme yazısında, anlatım ve yazı açısından yığınla hatam olmuş olabilir. Bunun için sizlerden özür diliyorum.. Daha iyi bir bilgi alımı için http://koreyedair.wordpress.com/2011/07/20/baslangic/ adresinden sayfamızın ilk yazısını okuyabilirsiniz yada http:www.facebook.com/pages/Koreye-Dair/143552075723862 ve http://twitter.com/#!/KoreyeDair'a bakabilirsiniz..

    Yazarlık konusunu düşünen arkadaşlar; düşündükleri alanı ve kendilerini anlattıkları kısa bir mail’i koreyedair@hotmail.com‘a gönderebilirlerse çok kısa bir zaman dilimi içerisinde sayfamız kendilerine döneceklerdir.

    Sayfamız açılışının ardından sıkı bir biçimde çalışmaya başladı.. Sizlere dünyanın en kaliteli blogları ile eş değer bir içerik sunmak için yerli ve yabancı birçok kaynağı taradık ve tarıyoruz.. Koreye Dair’in bilinenin çok dışında olacağının taahaütünü sizlere veriyoruz. Gün içinde ikinci yazımızla karşınızda olacağız. Siz sadece arkanıza yaslanın ve bizi izlemeye devam edin.. umarım tekrar görüşürüz..

    İletişim;

    Sayfa: http://koreyedair.wordpress.com/

    E-Mail: koreyedair@hotmail.com

    Facebook Sayfamız: http:www.facebook.com/pages/Koreye-Dair/143552075723862

    Twitter Sayfamız:http://twitter.com/#!/KoreyeDair

  5. bu filmi yeniden izlemeyi yüreğim kaldırır mı bilmiyorum, afişini görünce bile gözlerim doluyor..

    • o kadar dram mı ne bilim bana öyle fazla etkili gelmedi .yine de hüzünlü bir film 🙂
      not: nerelerdesin sen ? valla merak ettim üstelik yokluğun belli oluyor 🙂

      • benimki tamamen şahsi sebeplerden dram oluyor, bazı anlar yaşadıklarımı anımsatıyor bana o yüzden 😉

        aslında arada yazıyorum bloga ama pek dolaşamıyorum bloglarda. bu aralar braz yoğundum ama yakınlarda bitecek inşallah.

  6. inanılmaz güzel bir filmdi kuzenimle izlerken bayyya bir ağlamıştık sonuda güzeldi tavsşiye edrim

winpohu 'ca için bir cevap yazın Cevabı iptal et